Saat: 13:04
Yine sıkıcı bir gün. Sabah öyle bir uyumuşum ki, oğlumun gidişini duymamışım. Hoş duymamış olmam çok normal zira gece kaç kere uyandım hatırlamıyorum. Hava çok bunaltıcı. İnsan vantilatör ile bile terlemeye yetişemiyor. Can sıkıntısından evde ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. O bir yere ben bir yere ama sıcaktan bayılmak üzereyiz.
Bugün eşim evde. Malum günlerden hafta sonu ve cumartesi. Akşama muhtemelen köye gideceğiz. Mangal partisi yapacağız. Hali hazırda eltimlerin biri tatilde biri de gece yola çıkacak. Azıcık sessizlikte kafa dinlemek iyi gelebilir. Oğlum bugün sabah işe gittiğinden akşam o da gelecek. Köy daha serin ve havadar. Özellikle akşam serin havada bahçede oturmak güzel oluyor.
Yeğenimin okul işi oldu ama evde kıyametler kopmuş. Detaylı konuşamamış olsak da, anne ve babası birbirlerine girmekten kendilerini alamamış. Birbirlerine göz dağı vermekten öte geçmeyen, verdikleri sözlerde durmayan ebeveynler. Allah akıl fikir versin. Bu kafalarla nasıl bu yaşa geldiklerini sorgulamadan edemiyor insan. Çocuğuna bir söz vermişsen bunu tutmak zorundasın ki, çocuğun ileride sana karşı güveni zedelenmesin. Ancak insanlar verdikleri sözleri tutmaktan acizler. Söz vermeyi çocuk oyuncağı sanıyorlar. Oysa ki aynı şey kendilerine yapılsa taş taş üstünde bırakmazlar. Yazık ki ne yazık.
Hayatımda yeni kararlar aldım. Bu kararları hayata geçirmeye başladığımdan beri kafam daha rahat. Artık kimse üzülmesin diye kendimi kasmıyorum. Ben taşıyabiliyorsam onlarda taşıyabilir. Yoruldum ve kimseyi çekecek gücüm kalmadı. Hayat kısa ve ben artık yolun yarısındayım ya da belki de sonunda. Sonuçta ölüm zamanını kimse bilmiyor değil mi? O zaman neden başkalarını mutlu etmek adına kendimi üzeceğim ki!... Ne de olsa benim üzülmemi kimse umuruna takmıyor. Aklına estikçe, hadsizce laf söylemekten çekinmiyor. Laf sokmayı meziyet sanıyorlar ama bilmiyorlar ki, ben laf söylemediysem daha büyük sıkıntı. Bunu kafaları basmıyor. "Tadımız Kaçmasın Ali Rıza Bey!..." modundayım ama bunu göremiyorlar yazık.
Şimdi biraz uzanayım. Çok bunaldım. Hoş uzanınca da sıkılıyorum. Hava aşırı boğucu. İnsan ne yapacağını şaşırıyor.