Saat : 06:54
Çok şükür bu sabah altıda uyanabildim. Biraz zor olsa da, yataktan çıkmak, yazılarımın aksamaması için kalkar kalkmaz yazmaya başladım. Yine saçma sapan bir rüya ile uyandım. Bu sıralar rüyalarım polisiye roman tadında. Bu gidişle polisiye kitap yazmaya başlayacağım. Perşembe Betül'le uzun uzun konuştuk. Evlenmeyi düşünüyor. Hoş potansiyel olarak hep düşünüyor. Evde huzur olmadığından çözümü evlenmekte görüyor. Babası okulunu bitirip eve dönmesini istiyormuş. O kadar zaman dışarıda okuduktan, özgürlüğün tadını aldıktan sonra döneceğini sanmaları da ayrıca bir ironi. Aile içinde sürekli bir kavga durumu söz konusu. Kardeşinin de seçeceği ders bile karışmış babası. Sana ne acaba? Sanki sen mi okuyacaksın? Kardeşi kendi istediği dersi seçmiş. Çok sevindim kendi kararına kendisinin vermiş olmasına. İnşallah güzel bir üniversite de istediği bölümü kazanır. İkisine de bir dünya örnekle yol gösterdiğimi düşünüyorum. Mesela çok kıskanç Betül. Kıskançlık kötü bir duygudur ve karşısındaki insana güven vermez. Güvenden konuştuk. Yaptığı hatalardan bahsettim. Sonuçta güven olmadan bir ömür geçmez. Kendi evliliğimden örnekler vererek yol göstermeye çalıştım. Kaç yıllık evliyiz ve birbirimizin telefonlarını hiç karıştırmadık mesela. Çantalarımızda ne var? bilmeyiz. İnsan kendine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmamalı. Arkadaşlarımla çıktığım zaman aramaz. Çok acil durum yoksa bende aramam. Sonuçta herkesin evlenmeden önce de bir hayatı vardı öyle değil mi? Kimse evleniyor diye hapishaneye girmiyor. İnsanların özel alana ve nefes almaya ihtiyaçları var. Bunu ihlal etmenin de anlamı yok. Mesela annemin doğum gününü kutlarken benimde orada olmamı istemeleri güzel bir şey ancak bunu laf sokucu bir şekilde yapmaları hoş değil. O akşam ayrıldıktan sonra oraya gittiğimde "Bizde evlerimize gidecektik zaten!..." diye eltim ve kaynımın laf sokmaya çalışması hoş değildi. Sizin istediğiniz zamanda, istediğiniz yerde olamam. Bunu anlamanız lazım. Kaldı ki artık sizinle aynı ortamlar beni açmıyor. Mesela bu akşam balık günü yine. Sizinle olmak istemiyorum ama eşimin hatırı için gideceğim. Bu mesela dünden kararlaştırılmıştı. Ancak aynı gün yapılan planlara herkes dahil olmak zorunda değil. Bunu kafalarının anlaması gerek.
Dün akşam eşim ve oğlum film izlediler. Bende seneler önce yazdığım diyalogları, aldığım notları temize yani bilgisayara geçmeye başladım. Bir yerden başlamak lazım ki, bunları da hikayeleştirelim. Yazarlık atölyesindeki dersler güzel gidiyor. Hoca iki derstir yazdıklarımı çok beğendi. Yeğenlere okuttum. Onlarda yazma konusunda gelişme kaydettiğimi söylediler. Ancak son zamanlarda okuma işini pek yapamıyorum. Buna da çözüm bulmam lazım. Zira kitaplar bekliyor. Kaldı ki yazarlıkla ilgili kitaplar da var. Onları da okumak gerek. Özellikle Stephen King'in yazdığı yazarlık kitabını çok merak ediyorum. Yazarlık atölyesinde de hocanın okumamızı istediği iki kitap var. Bunlara da sıra gelemedi. Ah bu arada vaktim zaten yetmiyor biliyorum ama şu müzik ve ses eğitimi kursuna da yazıldım. Pazartesi günü de ona başlıyorum. İnşallah koro çalışmaları için çok faydası olacağını düşünüyorum. Annemlerde korodaki şarkılara çalışmak kolay olur. Ev müstakil olunca istediğim gibi söyleyebilirim. Notaları yanıma alayım. Bugün yemek derdim yok. Bu yüzden yarın ki yazarlık atölyesi için hikayemi yazmalıyım. Verdiği resimden bir şey anlamadım ama bir şeyler çıkar inşallah kafamı toparlayana kadar blog yazacağım. Bu ay ki hedeflerime blogda yeni konular bulma hedefini koymuştum. Konuyu da buldum. Her gün rutin yazdığım iki konu dışında. Bugünden itibaren arada sırada aklıma geldikçe yazdığım bir konuyu da ekliyorum. Bu beni aşırı heyecanlandırıyor. Her gün üç yazı mutlaka yazacak olmak mutluluk verici.
Sabah kahvesi içmeme yarım saat var. Blog yazmaya başlayayım. Sonrasında da ev egzersizlerimi yapsam öncelikle güzel olacak. Diğer hocanın da verdiği egzersiz var. Onu da aradan çıkarayım. Eşim işe gidene kadar biraz yazmak lazım. Araya giren çok şey olunca kafamdaki fikir ve düşünceler dağılıyor. Rahmetli Haldun Taner, rahmetli Ferhan Şensoy'a çok güzel bir öğüt ve ders vermiş. O aklıma geldikçe daha çok yazmak istiyorum. Çünkü yazmanın sonu yok. Yazmak çok güzel. O zaman yazmaya devam. Hadi bana eyvallah. Bakalım bugün neler olacak? Hayırlısı olsun. Kolaylıkla ve sağlıkla inşallah.